-
Diş temizletmek, diştaşı temizletmek, dişlere zarar veriyor mu?
Diştaşı temizliği, ultrasonik titreşim yapan uçlar ile diştaşlarının diş yüzeyinden uzaklaştırılması ve diş yüzeyinin kalıntılardan temizlenmesi amacıyla cilalanmasıdır. Diştaşı temizlik uçları ya da cila uçları dişlerinize zarar veremez. Diş taşı temizliği diş ve genel sağlığınıza sadece faydalı bir tedavidir, hiçbir zararlı etkisi yoktur.
-
Diştaşı temizletmek, dişlerin daha çabuk lekelenmesine sebep oluyor mu?
Hayır olmaz. Sadece algılarımız bizi yanıltmaktadır. Lekeli bir yüzeyin daha fazla lekelenmesi çok dikkatimizi çekmez, ancak temiz beyaz bir yüzeyin lekelenmesi çabuk farkedilir. Diştaşı temizliğinden sonra diştaşları ve lekelerden arınmış diş yüzeylerinde tekrar birikimlerin oluşumunu farkedersiniz, bu da temizlik sonrası lekelenme oluyor algısı doğurur.
-
Neden temizlettiğim halde tekrar diştaşlarım oluyor?
Tükürüğümüzdeki kalsiyum ve mineraller ile gün içinde yediğimiz yiyeceklerin kalıntıları birleşerek diştaşlarını oluşturur. Belirli aralıklarla ağzımızda doğal olarak birikim gösterir. Yemek artıkları ile birlikte önce yumuşak bir tabaka iken zamanla tükrükteki mineraller ile sertleşerek diş aralarına ve dişetlerinin içine yerleşir. Dişlerin yapısı ( düzgün ya da çapraşık oluşu), fırçalama alışkanlığı, yeme alışkanlığı, tükrüğün yapısı, diş minesinin yapısına göre diştaşı oluşum hızı değişkenlik gösterir. Dişleriniz çapraşıksa, yapışkan ve asitli gıdaları çok tüketiyorsanız, abur cubur alışkanlığınız varsa, düzenli diş fırçalamıyorsanız, diş mineleriniz pürüzlü ise, tükrüğünüzün içeriği ve kıvamı koyu ise daha sık diştaşı birikimiyle karşılaşırsınız Diş yapısı, tükürük yapısı ve alışkanlıkları ne olursa olsun her insanın belirli aralıklarla diştaşı temizliği yaptırması gerekir. Bunun için ortalama olarak biz 6 ayda bir temizlik yapılmasını en azından bir kontrol edilmesini öneriyoruz. Çünkü biriken diştaşları zamanla dişetlerinin sağlığını bozarak dişeti hastalıklarına sebep olmaktadır.
-
Dişetlerim neden kanıyor?
Dişeti kanaması, dişetlerinde iltihap olduğunun göstergesidir. Dişetleri iltihaplanmaya başladığında, dişeti rengi daha kırmızı ve yapı olarak ödemlidir. Fırçalama ya da sert bir temas ile kanama gösterir. İleri derece iltihaplanma görüldüğünde kendi kendine bile kanama oluşabilmektedir. Dişeti iltihabı; dişlerin iyi temizlenememesi, yoğun diştaşı birikimi veya hormonel değişimlere bağlı olarak oluşur.
-
Ağız kokusu neden olur?
Diş çürükleri, dişeti iltihabı, enfeksiyonlu dişler, yarı gömülü durumdaki 20 yaş dişleri, ağız ve diş temizliğine özen gösterilmemesi ağız kokusuna sebep olur. Ancak üst solunum yolu enfeksiyonları, mide ve yemek borusunda ki sorunlarda ağız kokusuna sebep olabilmektedir.
-
Gülerken dişetlerim çok görünüyor. Ne yapabilirim?
Gülüş sırasında dişetlerinin belli miktarda görünmesi normaldir. Ancak çok fazla görünmesi estetik olarak tercih edilen bir durum değildir. Görünen dişeti miktarı; diş, dudak yapısına ve gülüş sırasında dudağın hareketliliğine bağlıdır. Gingivektomi ve gingivoplasti operasyonları ile dişetleriniz belli miktarda kesilip şekillendirilerek bu sorun çözülebilmektedir. Bu tedavinin diş ve dişetleriniz için hiçbir zararlı etkisi yoktur. Dişetlerinin ne kadar kısaltılacağına uzman hekim, hem estetik hemde diş ve dişeti sağlığı açısından kontrollerinizi yaparak karar verir.
-
Sapasağlam dişlerim sallanıp çekildi. Bu neden olur?
Sapasağlam dişlerin sallanarak çekilmesi tablosu genellikle periodontitis dediğimiz dişeti hastalıkları ile birlikte görülen bir tablodur.
-
Çene kemikleri neden erir?
Diş kökleri çene kemiği içinde yer alırlar. Çene kemiği içindeki yuvalara yerleşirler ve lifler ile kemiğe bağlıdırlar. Diş köklerinde ve dişetlerinde oluşan iltihaplanmalar uzun süre tedavi edilmez ise iltihap çene kemiğine ulaşarak kemik dokusunun erimesine sebep olur. Özellikle dişeti hastalıklarında çene kemiğinde erimeye daha çok rastlanır. Dişeti hastalıklarının oluşumunda genetik alt yapının etkisi olmakla birlikte ağız ve diş temizliği de oldukça önemlidir.
-
İmplantı bünyem kabul eder mi? İmplantı bünyem kabul etmezse ne olur?
İmplant, titanyumdan yapılan yapay vida şeklinde diş kökleridir. Titanyum tamamıyla biyouyumluluğa sahiptir. Yani vücut dokuları tarafından kabul edilen, reaksiyon oluşturmayan bir malzemedir. Zaten titanyumun bu özelliği nedeniyle implantın üretimi saf titanyum ile yapılmaktadır. Sonuç olarak implantı bünyenin kabul etmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. İmplantta nadiren yaşanan olumsuz durumlar çoğunlukla çene kemiğinde bulunan bir iltihap sebebiyle oluşmaktadır. İmplant konan bölgede iltihap varlığı ya da hastanın implant yapılan bölgeyi temiz tutmamasına bağlı sonradan iltihaplanma gelişmesi durumunda implant çene kemiğine tutunamaz ve çıkarılır. Bu durumda bölge sağlıklı hale getirilip iyileştikten sonra tekrar implant uygulanabilir. Eğer mümkün olmayacak bir durum varsa implanta alternatif tedaviler ile yola devam edilir.
-
İmplant yaptırırsam çok ağrım olur mu?
İmplant tedavisi lokal anestezi altında (sadece işlem uygulanacak bölgenin iğne ile uyuşturulması) uygulanır. Operasyon sırasında hiçbir ağrı duymazsınız. Operasyon sonrasında hafif ağrınız olabilir ancak bu ağrı herhangi bir ağrı kesicinin rahatlatacağı şiddette bir ağrıdır.
-
İmplant yaptırınca nelere dikkat etmem gerekir?
İmplant tedavisinden sonra tek yapmanız gereken tüm dişleriniz gibi implantlarınızın da temizliğine özen göstermek ve düzenli kontrollerinizi aksatmamaktır.
-
Köprü mü yaptırmalıyım yoksa implant mı?
Diş eksikliğinin giderilmesinde köprü şeklinde protezler veya implant tedavisi uygulanır. İmplant çene kemiği içine yapay diş kökü yerleştirilmesidir. Diğer bir deyişle kaybettiğiniz dişin yerine yenisi konur. Diş eksikliğinin giderilmesinde ideal olan tedavi implant yapılmasıdır. Köprü ile tedavi yapıldığında, kaybettiğiniz dişe komşu iki diş kesilip, küçültülür ve birbirine bağlı üçlü bir kaplama yapılır. İmplant yapıldığında komşu dişleriniz hiç işlem görmez. İmplantınız başarılı bir şekilde ağzınızda durduğu sürece hiç sorun yaşamadan kullanırsınız. Köprü yapıldığında ise, köprü ayağı olan dişlerden herhangi birinde problem çıktığı zaman köprünüzü kullanamazsınız. İmplant ilk bakışta daha zahmetli ve maliyetli görünse bile, uzun vadede çok daha sağlıklı ve doğru tercihtir.
-
İmplant yaptırırsam MR çektiremez miyim?
Diş implantları ile MR veya tomografi çektirmenizde herhangi bir sakınca yoktur. MR veya tomografi sırasında eğer çenelerden kesit alınacaksa , implantın olduğu bölgenin görüntüsünde, metalik dolguların veya kaplamaların sebep olduğuna benzer saçılmalar oluşur. Ancak bu saçılma, o bölgedeki herhangi bir teşhisi engelleyecek, görüntüyü okumayı engelleyecek kadar yoğun değildir. Bunun dışında beyin, boyun, baş veya diğer bölge incelemelerinde negatif herhangi bir etkisi veya vücuda zararı yoktur.
-
Dişlerimi her gün fırçalıyorum dişlerim yine de çürüyor. Neden?
Dişlerimiz yemekleri parçalama ve çiğneme görevini yapar. Tüm gün boyunca yediğimiz, içtiğimiz herşey ağzımızdan geçer. Ağız, vücudun dışarıya açılan kapısıdır. Ağzımızın içinde milyonlarca bakteri vardır. Yediğimiz, içtiğimiz gıdalardaki asitler ve zararlı kimyasallar ilk olarak dişlerimizle temasa geçerler. Siz ne kadar iyi bakarsanız bakın, dişler görevi gereği herzaman yıpranmaya ve çürümeye yatkındır. Dişin dış yüzeyinde yer alan mine tabakası dünyanın en sert 8. maddesidir. Bütün gün ıslak, asitli ve mikrobik bir ortamda fonksiyon gördüğünü düşünecek olursanız aslında dişlerinize haksızlık ettiğinizi fark edeceksiniz. Bu bilgilerden sonra dişlerinizi fırçalamayı ihmal etmeyeceğinizi umuyoruz. Çürük yatkınlığı; dişlerin mine dokusunun gücü, tükürüğün yapısı, yeme alışkanlıkları ve fırçalama düzenine bağlı olarak da değişiklik gösterir.
-
Dişlerdeki iltihap vücuduma zarar verir mi?
Dişlerde oluşan iltihap; böbrek, kalp, göz olmak üzere vücudumuzun geneli için zaralıdır. Lenf bezlerinin şişmesi, yüksek ateş, baş ağrısı, ağız kokusu gibi şikayetlere sebep olur.
-
Ağrım yoksa bile çürük dişimi tedavi ettirmeli miyim?
Diş çürüğü fark edildiği anda tedavi edilmelidir. Diş çürüğü belli bir büyüklüğe ulaşana kadar şikayet vermez. Çürük, dişin içinde yer alan sinir dokusuna yaklaştıkça hassasiyet ve ağrı şikayetleri görülür. Bir dişte çürük oluşumu başlamış ise kendi kendine iyileşmez, zaman içinde düzelmez. Aksine giderek büyür. Çürük sinir dokusuna ulaştığı zaman sadece dolgu yapmak yeterli olmayacaktır, kanal tedavisi de yapılmalıdır. Ağrı oluşana kadar beklediğinizde, sağlam diş dokularınız daha fazla zarar görmüş olur, yapılacak işlemler artar, seans süreniz ve tedavi maliyetiniz yükselir. Bu nedenle ağrınız olmasa bile fark ettiğiniz anda çürük dişlerinizi tedavi ettirmeyi ihmal etmeyin.
-
Siyah ( Amalgam ) dolgu zararlı mı?
Günümüzde sağlık kadar estetik de önemli. Bu nedenle artık siyah (amalgam) dolgular terk edilmektedir. Diş rengi beyaz dolgular hem diş dokusuna uyumu hem de estetik olarak kabul gördüğü için tercih edilmektedir. Artık kullanımı azalmış olsa da siyah dolguların zararlı olduğu söylemi doğru değildir. Siyah dolguların civa salınımına bağlı olarak böbrek ve beyne zarar verdiği iddia edilse de, bu konuda bilimsel olarak ispatlanmış bir sonuç bulunmamaktadır. Siyah dolgular ile ilgili yaygın şekilde oluşan bu kaygılar nedeniyle FDA (Food and Drug Administration- Gıda ve İlaç Kurulu) siyah dolguların yetişkinler ve 6 yaşından büyük çocuklarda güvenle kullanılabileceğini açıklamıştır. Hamile ve emziren annelerde de civa buharının bebeğe zararlı etkileri konusunda EPA (Çevre Koruma Ajansı), siyah dolguların güvenli olduğunu, oluşan civa buharının zararlı denilecek dozun çok altında olduğunu bildirmiştir.
-
Siyah (Amalgam) dolgu ile beyaz dolgunun arasında ne fark var?
Siyah (amalgam) dolgu ile beyaz dolgu arasındaki en belirgin fark; renk farkıdır. Bunun dışında dişe tutunma şekli farklıdır. Siyah dolgular, mekanik olarak sıkışma ile diş boşluğuna yerleştirilir. Diş boşluğuna sıkıştırılarak yerleştirilen siyah dolgu, sertleşmesi sırasında bir miktar genişleme gösterir ve diş boşluğuna tutunur. Beyaz dolgular ise dişe kimyasal yolla tutunur. Beyaz dolgunun uygulanmasından önce yapılan işlemler ile diş kimyasal olarak dolgunun yapışabilmesi için hazır hale getirilir.
-
Kanal tedavisi ile dolgunun farkı nedir?
Dişlerimiz üç tabakadan oluşur. En dışta mine, içinde dentin ve kök yüzeyinde sement adı verilen tabakalar vardır. Bu tabakaların altında diş siniri bulunur. Her dişimizde çene kemiğinden gelip kökün içinde uzanan sinir tabakası mevcuttur. Diş çürüğü ilerleme gösterip mine ve dentin tabakasını aştığında sinir dokusuna ulaşır ve sinir dokusunda iltihaba sebep olur. Bu çok ağrılı bir süreçtir. Diş çürüğü dişin üst tabakalarında mine ve dentinde ilerlediği sırada yapılan tedavi dolgudur. Çürük tabaka temizlenir ve plastik benzeri diş rengi bir dolgu maddesi ile ( kompozit) doldurulur. Çürük sinir dokusuna ulaştığında diş kökleri boyunca sinirler çıkarılıp temizlenir ve sinirlerin çıkarıldığı boşluklar doldurulur. Bu işleme kanal tedavisi denir. Kanal tedavisinin ardından yine dişin sert yüzlerinde oluşan boşluk kompozit dolgu ile doldurulur. Başka bir deyişle dolgu dişin dişeti üstünde görünen kısmına yapılan tedavidir. Kanal tedavisi, dişin sinirlerinin alınarak diş köküne yapılan bir tedavidir. Kanal tedavili her dişe ayrıca dolgu tedavisi yapılır.
-
20 yaş dişleri çekilmeli mi? 20 yaş dişleri neden çekilir?
20 yaş dişleri çenelerin en köşesinde yer alan dişlerdir. 3. büyük azı dişleri olarak da adlandırılırlar. Günümüz insanının yeme alışkanlıkları değiştiği için, ilkel insana göre çeneler daralmaktadır. Hazır, pişmiş ve yumuşak gıdalarla beslenmenin sonucunda 20 yaş dişlerine artık ihtiyaç duyulmamaktadır. Çenelerin daralması nedeniyle genelde ağız içinde çıkamaz ya da yanağa doğru pozisyonda yerleşim gösterirler. Tam çıkamayıp yarı gömük olarak kaldıklarında, dişetinde iltihaplanmaya sebep olurlar. Çok geride olduğu için temizlenemez ve yandaki dişlerin çürümesine, ağız kokusuna sebep olurlar. Kendine yer edinmeye çalışırken komşu dişlere baskı uygularlar. Tam yerleşim gösteremedikleri için fonksiyona katkı sağlamazken birçok soruna davetiye çıkardıkları için çekilmeleri daha uygun görülmektedir.
-
Dişimi çektirdim. Kanamam devam ediyor, ne yapmalıyım?
Diş çekiminin ardından bir gün boyunca sızıntı şeklinde kanama olması normaldir. Genellikle çekim yapıldıktan sonra doktor, kanama kontrol altına alınmadan seansı bitirmez. Diş çekiminin ardından steril bir tamponu 20 dakika süre ile ısırmanız istenir. Çekim yapıldığı gün ağzınızı çok hareket ettirmemeli, sıcak, soğuk ve sert gıdalardan uzak durmalısınız. Çekim bölgesine gelecek sert bir darbe veya sıcak yiyecek ve içecekler çekim bölgesinde kanamaya sebep olabilir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda temiz bir parça pamuğu elinizde rulo yaaparak çekim yapılan bölgeye yerleştirin ve 20 dakika süreyle ısırın. Bu işlem kanama bölgesine hafif bir basınç yaparak kanamanın durmasını sağlayacaktır. Çekim yapılan bölgeye dışardan buz tatbik edin. Buz torbasını bir beze sarıp 10 dakika yanağınıza bastırın, 10 dakika dinlendirin. Eğer yan yatma alışkanlığınız var ise; uyuyacağınız zaman çekim bölgesinin olduğu tarafa doğru değil, diğer tarafa doğru uyuyun. Uyurken yüksek bir yastık kullanın.
-
Diş ağrısı neden gece tutar?
Yatar pozisyonda iken dişleri besleyen damarlara kan akımı daha güçlü olur, bu da hissedilen ağrıyı arttırır. Gün içinde beynimiz birçok şeyle meşguldür ve günü tamamlamamız için bazı sorunları hiç fark etmemizi sağlar. Ancak akşam olup diğer stres kaynakları ortadan kalkınca ağrılar, yorgunluklar ortaya çıkar. Mutlaka yaşamışsınızdır çok telaşla koşturduğunuz birgün kolunuzu bacağınızı herhangi bir yere çarparsınız ama hiç önemsemeden işinize devam edersiniz. Koşturmanız bitip de istirahata geçtiğinizde travmanın oluğu yerde ağrıyı fark etmeye başlarsınız. Diş ağrısının gece tutmasının altında yatan fizyolojik ve psikolojik sebepler bunlardır.
-
Dişim ağrıdığında ne yapmalıyım?
Ağrınızın şekli ve şiddetine göre farklı tavsiyelerimiz olacaktır: Eğer sıcak, soğuk hassasiyeti yaşıyorsanız; ağrıyı tetikleyecek gıdalardan ve içeceklerden yani çok sıcak ve soğuk temasından uzak durun. Asitli gıdalar (kola, limon, sirke...) tüketmeyin. Hassasiyete iyi gelen flor oranı yüksek macunlar ile dişlerinizi fırçalayın ve en kısa sürede doktorunuza gidin. Eğer hafif bir ağrınız var ise; Dişinizin üzerinde sert gıdalar çiğneyerek ağrının artmasına izin vermeyin. En kısa sürede doktorunuza ulaşın çünkü bu hafif ağrı çok zor geçecek bir gecenin habercisi olabilir, ihmal etmeyin. Eğer şiddetli ağrınız var ise; Bu durumda genelde dişler birbirine temas ettiği anda ağrı şiddetlenmektedir. Sıvı ağırlıklı beslenin. Soğuk yiyecek ve içeceklerden uzak durun. Sıcak bu durumlarda biraz rahatlatıcıdır, ılık su ile gargara yapın. Evde kullandığız bir ağrı kesici varsa içebilirsiniz. Diş kökünde iltihaplanma olmuşsa ağrı kesici ağrınızı tamamen iyileştirmese de bir miktar hafiflemesini sağlayacaktır, ulaşabildiğiniz en kısa sürede doktorunuza ulaşın. Uzun süre ihmal edilmiş çürük dişlerde iltihaplanma oluştuysa doktorunuz müdahale ettiğinde bile ağrınız bir anda geçmeyebilir. Birkaç gün ağrınız sürebilir. En ideali bu duruma gelmeden gerekli tedavileri yaptırmanızdır.
-
Diş doktoruna ne sıklıkta gidilmeli?
Doktorunuz farklı bir tavsiyede bulunmadıysa eğer 6 ay aralıklarla kontrole gidilmesi idealdir.
-
Diş röntgeni çektirmek ne kadar zararlı?
Panoramik röntgen olarak isimlendirdiğimiz tüm çenenin görüntülendiği röntgenlerde tüm bir öğleden sonrayı güneş altında geçirmek veya 3-4 saat bilgisayar başında oturmakla eş değer radyasyona maruz kalırsınız. Başka bir deyişle, bir göğüs röntgeninin yaklaşık 3'te 1'i kadar radyasyona maruz kalırsınız. Periapikal röntgen dediğimiz tek bir dişin görüntülendiği küçük röntgenlerde ise panoromik röntgenin yarısından biraz daha az miktarda radyasyona maruz kalırsınız.
-
Dişlere iyi gelen gıdalar nelerdir?
C vitamini eksikliği özellikle dişeti problemlerine sebep olmaktadır. Bu nedenle C vitamini kaynağı olan yeşil sebzeler, kivi, portakal gibi meyvaların tüketimi faydalıdır. Çilek, ananas içeriğindeki çeşitli asitler ile dişlerin temiz kalmasına faydalı olmaktadır. Elma hem içeriğindeki vitamin, mineral ve meyva asitleri ile diş yapısına faydalıdır hem de sert yapısı ile çiğnendiğinde ağız ve dişlerin mekanik temizlenmesini sağlar. Fosfor kaynağı olan balık tüketimi yine diş sağlığı için faydalıdır. Kalsiyum içeriği yüksek gıdaların tüketimi genel iskelet sistemi ve diş sağlığı için oldukça yararlıdır. Süt ürünleri içinde peynir ve yoğurt tüketimini özellikle önermekteyiz.
-
Hangi diş fırçasını kullanmalıyım?
Bu konuda bir diş doktorunuza danışarak karar vermeniz gerekmektedir. Genellikle orta sertlikte fırça kullanımını önermekteyiz. Fırçadan ziyade fırçalama şekliniz ve sıklığınız önemlidir. Günde 2 veya 3 defa yuvarlak hareketler ile dişetlerinize masaj yaparak, normal parmak basıncı uygulayarak fırçalamanız gerekir. Dişlerin tüm yüzeylerini; iç, dış ve çiğneme yüzeylerini fırçaladıktan sonra dilinizi fırçalayarak işlemi bitirin. Fırçayı çok bastırma ihtiyacı duyuyorsanız, yumuşak fırça kullanın. Çok sert fırçalama diş yüzeylerinde aşınmaya sebep olur. Elektrikli fırçalar hem başlıklarının küçük olması hem de kendiliğinden dönme hareketine sahip olmaları nedeniyle sizi yormadan etkin bir fırçalama yapmanızı sağlar.
-
Diş fırçalarken midem bulanıyor, ne yapmalıyım?
Diş fırçalarken mide bulantısı şikayeti yaşıyorsanız; baş kısmı küçük fırçalar seçin, fırçalama sırasında devamlı burundan derin nefes alıp verin. Bir anda fırçalama işlemini bitirmeye çalışıp kendinizi zorlamayın. Birkaç saniyelik küçük molalar verin. Tadı size en güzel gelecek macunu seçin. Nane aromalı macunlar midenizi biraz daha rahatlatacaktır.
-
Diş fırçalarken dişlerim kanıyor, ne yapmalıyım?
Diş fırçalama sırasında dişetleriniz kanıyorsa sakın fırçalama yapmaktan vazgeçmeyin. Normal fırçalama işlemine devam edin. Merak etmeyin fırçalamak dişetlerinize zarar vermez ya da daha fazla kanamaya sebep olmaz. Dişeti iltihabına bağlı olarak görülen bu şikayette dişetleriniz kanadıkça ödemi azalacağı için sizi rahatlatacaktır. Bu nedenle fırçalamaktan çekinmeyin, en kısa sürede diş doktorunuzda randevu alın.
-
Hangi diş macununu kullanmalıyım?
Diş macunu, dişlerimizi fırçalarken fırça ile dişimiz arasında bir ara yüzey sağlar. Fırçanın dişe zarar vermeden, diş yüzeyinde daha rahat hareket etmesini sağlar. İçeriğindeki maddeler sayesinde diş dokusuna destek olur, aroması ile ağızda temiz bir nefes oluşmasını sağlar. Ancak önemli olan dişleri etkin şekilde fırçalamaktır. Hassasiyet şikayeti olan dişlerde flor oranı yüksek macunların kullanımını önermekteyiz.
-
Diş parlatma tozlarını kullanabilir miyim?
Çeşitli market veya eczanelerde satılan diş parlatma tozlarının kullanımını kesinlikle önermiyoruz. Bu tozların içinde aşındırıcı toz partiküller mevcuttur. İlk kullanıldığında diş lekelerini gideriyor ve daha beyaz bir görüntü sağlıyor gibi gelse de aslında diş dokusunu aşındırdığı için çok kısa sürede tekrar ve çok daha yoğun lekelenmelere sebep olur ve dişlerinize zarar verir.
-
Diş ipi kullanmak şart mıdır? Ne işe yarar?
Tam bir diş temizliği için diş ipi kullanımı şarttır. Her ne kadar düzenli fırçalıyor olsak da dişlerimizin bitişik yapısından dolayı fırça diş aralarını tam olarak temizleyemez. Diş çürüklerinin büyük bir kısmı da dişlerin arayüzlerinden başlar. Dişlerinizi güzel bir şekilde fırçaladıktan sonra diş ipi kullanırsanız, diş aralarından çıkan artıkları gördüğünüzde şaşıracağınızdan eminiz. Günde 1 kere, gece diş fırçaladıktan sonra diş ipi kullanımı idealdir. Diş ipi kullanımına alışıksanız gün içinde de öğünlerden sonra kullanabilirsiniz.
-
Zirkonyumla normal poselen dişin farkı nedir?
Normal porselen olarak tarif ettiğimiz kaplama çeşidi, alt yapısı metal bir alaşımla hazırlanan ve üstüne diş porseleni pişirilerek dışının diş rengi porselen ile kaplandığı bir yapıdır. Kaplamanın dışı porselen olmakla birlikte iç yüzünü çevirdiğinizde koyu metal yapıyı görebilirsiniz. Metal alt yapılı porselenler, doğal diş gibi ışığı yansıtamazlar. Altta ki metal yapı ışığın yansımasına engel olur, bu nedenle de daha mat bir görünüme sahiptir. Ağızda uzun süre kullanıldığında dişetinde gri bir bant şeklinde metal renkleşmesi görülür. Bu özellikler sağlığımızı etkileyecek negatif özellikler değildir, sadece estetik açıdan negatif sonuçlara sebep olmaktadır. Zirkonyum, beyaz renkte özel bir metaldir. Sanayi kullanımında "Seramik Çelik" olarak adlandırılır. Fiziksel dayanıklılığı çok yüksektir, beyaz renktedir ve çok iyi seviyede doku uyumluluğuna sahiptir. Zirkonyum porselenlerde, kaplamanın dışı da içi de beyaz renktedir. İçinde gri bir metal rengi olmadığı için ışığı yansıtması doğal dişe yakındır. Doğal bir diş gibi canlı bir görünüm sağlar. Dişeti uyumu olarak da metal alt yapılı porselenlerden çok daha avantajlıdır.
-
Poselen lamina yaptırmak için dişlerim ne kadar kesilecek?
Porselen lamina tedavisi, tüm protetik tedaviler içinde dişlerinize en az kesim uygulanan tedavi seçeneğidir. Kuron ( kaplama) ve köprü işlemlerine oranla çok daha az kesim gerektirir. Ancak nekadar kesim gerektiğini, dişlerinizin mevcut şekli ve nasıl dişler istediğiniz belirler. Eğer küçük bir dişi büyütmek ya da geride duran bir dişi öne almaksa amacımız hemen hemen hiç kesilmeyeceğini söyleyebiliriz. Ancak dışarıya doğru çıkıntılı bir işi biraz içeri almaksa amacımız ozaman bir miktar kesim gerekecektir.
-
Porselen Lamina Yaptırırsam Ne gibi Sorunlar Yaşayabilirim?
Porselen lamina yaptırdığınızda, seanslar sırasında minimumda olsa aşındırma yapıldığı için hassasiyet yaşayabilirsiniz. Geçici restorasyonlar hem tedavi boyunca sosyal yaşamınızı aksatmamak ve estetik olarak sorun yaşamamanız için yapılıyor hem de diş yüzeylerini örttüğü için hassasiyet riskini minimuma indiriyor ama yine de bu süreçte çok soğuk, çok sıcak yiyecekler rahatsız edici olabilir. Laminaların yapıştırılmasını takiben 1-4 hafta süreyle işleme ve yapıştırı malzemenin etkisine bağlı olarak hafif şiddette geçici bir hassasiyet sorunu yaşayabilirsiniz. Bu sorun zaman içinde azalarak kaybolacaktır. Porselen laminalar her ne kadar yeterince dayanıklı olsalar da dişin ön yüzünü yapıştırma esasına dayandıkları için çok sert gıdaları ısırmanızı, koparmanızı önermiyoruz. İşlem uygulanan dişlere gelebilecek darbelere karşı dikkatli olmanızı öneriyoruz. Doğal dişlerinizde olduğu gibi porselen lamina uygulanan dişlerde de, diş fırçalama ve diş ipi uygulamasını lütfen ihmal etmeyin.
-
Porselen dolgu nedir? Porselen dolgunun normal dolgudan farkı nedir?
Diş çürüklerinin tedavisinde plastik esaslı diş renginde kompozit dolgular kullanılmaktadır. Porselen dolgu, diş çürüğü temizlendikten sonra oluşan boşluğun porselen ile doldurulmasıdır. Kompozit dolgu maddelerinin yapısal özelliği nedeniyle zaman içinde büzülmeye uğrarlar, renk dayanıklılıkları çok iyi değildir, zaman içinde renk uyumlarını kaybederler. Porselen dolguların zaman içinde boyutsal bir değişim gösterme özelliği yoktur ve renk dayanıklığı oldukça iyidir. Bu iki özelliği göz önünde bulundurduğunuzda porselen dolgu, kompozit dolgulara göre oldukça üstündür. Porselen dolguların bir başka ve çok da önemli bir özelliği vardır. Dişin kütlesel olarak büyük kısmının yok olduğu, doğal diş dokusunun ince kaldığı durumlarda kompozit dolgu maddesi mevcut diş dokusunu desteklemez. Sert bir darbe ya da sert bir gıdanın çiğnenmesi sırasında ince kalan diş dokusu kırılıp gider. Porselen daha sert ve dayanıklı bir malzeme olduğu için kalan diş dokusunu destekler ve güçlendirir. Dişin büyük kısmının çürükle kaybedildiği, doğal dokunun ince kaldığı durumlarda porselen dolgu veya porselen kuron kaplama yapılması çok daha doğru bir yaklaşımdır. Porselen dolgu için diş çürükleri temizlenip dişe şekil verildikten sonra ölçü alınır ve porselen dolgu laboratuarda hazırlanır. Dişte prova edildikten sonra dişe yapıştırılır. 2 seans süren bir tedavidir. Porselenden yapıldığı için normal dolguya göre maliyeti yüksektir.
-
Beyazlatma zararlı mı?
Beyazlatma işleminin dişinize kalıcı hiçbir zararı yoktur. İlk uygulama sonrası birkaç gün hassasiyet yaşamanıza sebep olur ancak bu şikayet de geçicidir.
-
Dişlerim çapraşık. Ortodonti mi yoksa porselen kaplama mı daha doğru?
Diş çapraşıklığı hem diş estetiği hem de diş sağlığınız açısından önemli bir sorundur. Çapraşıklık, kötü görünümünün dışında, yemek birikimine sebep olması, kolay temizlenememesi nedeniyle diş sağlığını da negatif etkiler. Tedavi seçiminde çapraşıklığın miktarı oldukça önemlidir. İdeal olan tedavi ortodonti ile dişlerin düzeltilmesidir. Ortodontik tedavide doğal dişleriniz kalıcı hiçbir işlem yapılmadan ideal pozisyona getirilir. Ancak ortodontik tedaviler uzun soluklu tedavilerdir, çapraşıklığın boyutlarına göre 12-24 ay arasında sürmektedir. Bu uzun süreyi beklemek istemeyenler ya da sosyal durumu gereği ortodontik tedaviyi kabul etmeyenler için dişlerin durumuna göre protetik olarak ( porselen kaplama, porselen lamina...) alternatif tedaviler uygulanabilir. Bu tedavilerde doğal dişler işlem görerek kalıcı değişiklikler yapılır ancak 1-3 hafta gibi kısa bir süre içinde istediğiniz dişlere kavuşmanız sağlanır. Uzman bir hekimle birlikte ihtiyaçlarınıza göre durumun değerlendirilmesi ve karar vermeniz uygun olacaktır. Ancak yine de belirtmek isteriz ki, bu tür durumlarda ideal olan doğal dişlerinizin bütünlüğünü bozmadan ortodontik tedavi uygulanmasıdır.
-
Ortodontik tedavinin olası riskleri nelerdir? Önlemek için neler yapabilirim?
Ne yazık ki ortodontik tedavi süresince ağız bakımına yeteri kadar özen gösterilmezse diş ve dişetleri ile ilgili bir takım problemlerle karşılaşılabilir. İyi fırçalanmayan dişlerin yüzeylerinde kalıcı olarak beyaz ve kahverengi lekeler oluşabilir, dişetleri kızarıp şişebilir. Dişler tedavi süresince florlu bir diş macunuyla günde en az 3 defa fırçalanmalıdır. Fırçalama esnasında dişler kadar dişetleri ve braketlerin çevresi de temizlenmelidir. Braketlerin çevresinin temizlenebilmesi için ara yüz fırçası kullanılmalıdır.
-
Tel takılırken veya takıldıktan sonra ağrı duyacak mıyım?
Braketlerin yapıştırılmasını takiben ve rutin kontrollerin yapıldığı seanstan sonraki 3-5 gün hafif derecede ağrı olabilir. Braketlerin yanakların veya dudakların iç kısmına sürtünmesi nedeniyle yaraya yol açıyorsa ortodontistin bunu engellemek için vereceği ürünler kullanılabilir.
-
Tellerim çıkarıldıktan sonra dişlerim tekrar bozulur mu?
Evet. Eğer tedavi bittikten sonra herhangi bir pekiştirme aygıtı kullanılmazsa dişler tekrar bozulabilir. Pekiştirme aygıtları dişleri düzgün konumda tutmak için geliştirilmiştir. Bu nedenle ortodontistin anlattığı şekilde pekiştirme aygıtının kullanılması çok önemlidir.
-
Tel takıldıktan sonra her şeyi yiyebilir miyim?
Malesef hayır. Braketler varken dikkatli beslenmek bir zorunluluktur. Braketler ve teller kırılgandır, yanlış gıdaların tüketilmesi braketlerin kopmasına neden olur. Kopan veya gevşeyen braketler dişleri doğru konuma getiremeyeceği için tedavi süresi uzar. Ortodontik tedavi süresince daha yumuşak gıdaların tercih edilmesi tedavinin seyri için çok önemlidir. Ayrıca yiyecekler ısırmak yerine küçük parçalara bölerek yenmeli ve asitli içeceklerden de uzak durulmalıdır.
-
Çocuğum için ilk ne zaman diş doktoruna gitmeliyim?
Bebeğinizin ilk süt dişinin çıkmasından itibaren ilk yaşına kadar olan sürede diş doktoruna gitmenizi öneririz. Bu ilk görüşmede doktor bebeğin sadece dişlerine bakarak diş ve çene gelişimini değerlendirirken, ebeveynleri bebeğin diş sağlığını nasıl koruyacakları konusunda eğitir.
-
Çocuğumun diş doktorundan korkmaması için ne yapmalıyım?
Çocuğunuzun diş doktorundan korkmaması sizin elinizde. Öncelikle bir diş sorunu olmadan çocuğunuzu diş doktoruna götürün. Böylece diş doktoru sorun varken gidilecek bir adrestir algısını kırın. Bir ağrısı yokken yapılacak muayene veya koruyucu basit bir tedavi, çocuğun diş doktoruna gitmenin rahat bir durum olduğunu düşünmesini ve doktoruna güven duymasını sağlar. Diş doktoruna gidileceği zaman çocuğunuza "korkma, acımayacak" gibi telkinlerde bulunmayın. Bu sözler onda tam ters etki yapar ve doktorun canını acıtabileceğini düşünür. Çocuk ebeveynlerinin kaygısını hemen hisseder, siz hiçbir şey söylemeseniz bile sizin endişenizi hissettiği anda bir tehditle karşılaştığını düşünerek huzursuzlanır. Eğer endişenizi kontrol edemiyorsanız, muayene sırasında doktorunuzla çocuğunuzu başbaşa bırakmanızı öneririz.
-
Süt dişleri nasılsa düşecek, neden dolgu yapılması gerekiyor?
Ağızda önce süt dişleri çıkar daha sonra onlar yerini daimi dişlere bırakır. Süt dişlerinin erken kaybı durumunda alttan gelen daimi dişlerin ağza sürmesi bozulur, daimi dişlerin çıkma şekli, sırası ve çıktığı yerde problem olur. Bunu önlemek için süt dişlerini ağızda durması gereken süre içinde sağlıklı şekilde korumak önemlidir. Erken süt dişi kayıplarında yer tutucu yapılarak, alttan gelecek daimi diş için o boşluk korunur. Çürümüş olan süt dişi tedavi edilmez ise ağrı ve enfeksiyona sebep olarak çocuğunuzun genel sağlığına zarar verir. Bu nedenle daimi dişler kadar süt dişlerinin de sağlığı ve tedavisine özen göstermemiz gerekir.